23 Kasım 2010 Salı

İktidar olamayan CHP’de yine iktidar kavgası!

CHP içinde, halkoylaması nedeniyle duran tartışma, yeniden alevlendi. Deniz Baykal’ın tasfiyesi, sadece kişi değişimi değil, siyaset değişiminin gereğiydi. İşte bu yeni siyasetin, parti içindeki kadroları, son halini alıyor.

Başörtüsü özgürlük değil, kadına yönelik baskının sembolüdür!

Üniversiteye türbanla girişin serbest bırakılması, ilkokula giden kız öğrencilerin başörtüsüyle derse girmeleri nedeniyle tartışma başlattı.

Kadın bedenine getirelen her kısıtlamanın kökeninde, kadını bir erkeğin özel mülkü olarak görme vardır. Sadece erkeklere tanınmış olan bu hak, dinler tarafından onaylanıp, desteklenip sürdürülüyor.

12 Kasım 2010 Cuma

Kriz, İşsizlik ve Yoksulluğa Dair Bir İnceleme

Sosyal devlet mantığına göre vergiler, halka geri dönen hizmetler için verilen ücretlerdir. Ama, hem vergi verip hemde sağlık, eğitim, ulaşım vs.. gibi ihtiyaçlar içinde ek ücret ödüyorsa tamamen halk üzerine yüktür..

Ya Basta! Artık Yeter!

"Tüm gökler ve topraklar için, onlara tahakküm edenleri bir defada değiştirmek -bunu yapabilmek için, biz isimsizler, yüzü olmayanlar, kendini ele verenler, "profesyonel umutlular", biz, dağda olanlar, adımları karanlık olanlar, biz, saraylarda sesi olmayanlar, özel arazilerde yabancı olanlar, her zaman ölü olanlar, tarihin mülksüzleri, vatansızlar, geleceksizler, taze öfkenin sahipleri, keşfedilmiş hakikatin sahipleri, nefretin uzun gecesine uzanmış olanlar, sahici kadın ve erkekler... En küçükler... En onurlular... En sonuncular... En iyiler... Bize şimdi gereken şey, sözlerimizi içeriye alabilsin diye kardeş kalbin kapısını açabilmektir."
Yüzü olmayan adamlar böyle konuştular, ellerinde ateş yoktu ve sözleri açıktı, dolambaçsızdı. Gündüz geceye yeniden taşınmadan gittiler ve toprakta sadece şu sözler kaldı: "Artık Yeter!"

Subcomandante Insurgente Marcos

Çalışarak Zengin Olmak Mümkün mü?

Bir fabrikada 800 liraya çalışan işçiyi göz önünde bulundurursak, günlük çalışma saati 8 saatse eğer 6 saat çalışması ile fabrika sahibine kendisine vermiş olduğu 800 lirayı kazandırmalıdır. Geriye kalan çalıştığı 2 saatte ise kazanılan para fabrika sahibine gitmektedir.

1 Kasım 2010 Pazartesi

Tophane ne ilk ne de son olacak

İstanbul’da Tophane semtinde sanat galerilerine yapılan taşlı sopalı saldırı yankı yaptı.

Böylece bu saldırının kendiğinden birden bire olmadığı, daha önce de Beyoğlu’nun başka semtlerinde benzer saldırılar olduğu öğrenilmiş oldu.

Ölümünün Yetmişinci Yılında Troçki

“Günümüz benzeri gerici dönemler, işçi sınıfını öncüsünden yalıtıp dağıtmakla ve zayıflatmakla kalmaz, aynı zamanda politik düşünceyi çoktan aşmış olduğu evrelerin gerisine savurarak, hareketin genel ideolojik düzeyinin düşmesine de neden olur” diyordu Troçki, Ağustos 1937 yılında yazdığı “Bolşevizm mi Stalinizm mi?” isimli makalesinde. İşte böyle bir ortamda Troçki, devrime adadığı hayatının ilk evresinin ardından, hayatının ikinci evresi, Marksizm’in ideolojik gerilemesine karşı mücadeleyle geçti.

13 Temmuz 2010 Salı

15-16 Haziran 1970 işçi ayaklanması

1960’lı yıllarda montaj sanayisi şeklinde olsa da hızla gelişen sanayileşme işçi sınıfında sayısal olarak çok önemli bir büyüme getirdi. Özellikle İstanbul bölgesinde sayıları birkaç yüz bini aşan yeni, genç ve mücadeleci bir sınıf ortaya çıktı. Çoğunluğu köylerden yeni gelmiş işçilerden olsa da, patronların kâr hırsı nedeniyle uyguladıkları sömürü ve baskılar karşısında tepkiler hızlı bir şekilde gelişmeye başladı. Az sayıda da olsa deneyimli ve sınıf bilinçli işçiler sayesinde bu genç işçiler, 1961 Anayasasının, sınırlı olanaklarını da kullanarak haklarını aramaya başladılar.

26 Haziran 2010 Cumartesi

25 Haziran 2010 Cuma

kuran'ı kerim deki matematik hatası

Kuran'daki matematik hatası, internette inananlarla inanmayanlar arasında belki de en yoğun tartışılan konulardan olsa gerek. Bu durum, yani meselenin bu denli yoğun tartışılıyor olması, "demek ki iddia edildiği gibi Kuran'da bir matematik hatası yok, aksi halde bu kadar tartışma olmazdı, ne de olsa matematik kuralları objektif ve kesindir" gibi bir algıya yol açabilir. Oysa söz konusu hata, aslında tartışma götürmeyecek kadar açık-seçik ve ilgilenen herkesin kontrol edebileceği türden.

20 Haziran 2010 Pazar

et ithal etmenin sebebi yüksek et fiyatları mı?

sanayinin gelişmesi, tarımla geçinenlerin şehirlere göçüne yol açmaktadır. türkiye, 1980’den bu yana, nüfusun çoğunluğunun şehir merkezlerinde yaşadığı bir ülkedir. bu bitmeyen göç nedeniyle, daha çok aile tarımı yapıldığı için tarım ve hayvancılıkta küçülmeye neden olurken, modern yöntemlerle tarım ve hayvancılığın yapıldığı büyük arazilerde ve işletmelerde ise verimlilik artıyor.

bilimdışı ayetler

kur’an’daki en önemli çelişki ve yanlışlardır. 14 yüzyıl önce yazılmış bir kitapta bu tür hataların olması gayet doğaldır. ancak bir kitabın allah tarafından gönderildiği iddia edildiğinde, içindeki bilimsel çelişkiler normal karşılanamaz. böyle bir iddiaya karşın bilimsel konularda tüm yazılanların doğru olması gerekir. aşağıda örneklerini sunacağımız ayetler, o dönemin toplumlarında yeterince bilinmediği için tepki görmeyen, ancak günümüz bilim dünyasında kabul edilemeyecek derecede akıldışı, bilimdışı iddialar içermektedir.

18 Haziran 2010 Cuma

doğal seçilim

doğal seçilim; modern bilimde kabul görmüş ve gelişiminde büyük rol oynamıştır. mutasyon, göç ve genetik sürüklenmeyle birlikte, evrimin temel mekanizmalarından biridir. aslına bakıldığında gayet basit bir olaydır. olayı örnekleyerek anlatarak basitleştirmeye çalışacağım.

yalta konferansı

65 yıl önce, 11 Şubat 1945’de, Kırım Yarımadası’nda bulunan Yalta’da, ABD cumhurbaşkanı Roosevelt, İngiltere cumhurbaşkanı Churchill ve SSCB başkanı Stalin’i bir araya getiren Yalta konferansı yapıldı. Bu konferans, bir tarafta emperyalist güçler, diğer tarafta SSCB olmak üzere, dünyanın paylaşılmasının sembolü olarak kaldı.

akıllı tasarım

canlıların doğal seçilim sürecinde var olamayacağını ancak zeki ve akıllı bir varlık tarafından tasarlanabilineceğini savunan görüş.* evrim teorisine bilimsel bir alternatif olarak ortaya çıkarılmış olduğundandır ki bu akıllının kim olduğu sorulduğunda asla dini bir cevap(allah, tanrı vb..) verilmemektedir. bunun sebebi bu teorinin abd de ders olarak verilmesi ve derslerde din propogandası yapılmasınını yasak olmasıdır.

İşçi Devrimi ?

Türkiye, her ne kadar yüzyıllar boyu Avrupa’nın büyük bir gücü olmuşsa da, bugün emperyalist dünyada, geri bıraktırılmış bir ülkenin tüm özelliklerini taşımaktadır.

Osmanlı İmparatorluğunun 600 yıl devam eden etkinliği, askeri güce dayanıyordu. İmparatorluk, feodal koşullarda yaşa maya mecbur bıraktığı halklar üzerinde şiddetli bir diktatörlük uyguladı. Padişahlık, bürokrasi ve ordu, hakim sınıfların deste ğiyle ayakta duruyordu. Hakim sınıflar bu güçlerini, her an patlayabilecek isyanlara ve diğer düşman askeri güçlere karşı güvence olarak kullanıyordu. Osmanlı İmparatorluğu, rejimini, uzun bir zaman bu sayede devam ettirebildi. Siyasi krizler ise, genellikle saray darbeleriyle sınırlı kaldı.

4 Nisan 2010 Pazar

josef stalin

bolşevik devriminin dünyaya yayılamaması sonucunda yetersiz kalan olanakların oluşturduğu brokrasinin temsilcisidir. 2. dünya savaşı sırasında lenin'in "haremiler yuvası" dediği birleşmiş milletlere girmiş, diğer emperyalist ülkelerden en ufak bir fark olmaksızın amerikayla pakt kurmuş,paylaşım savaşından pay almıştır. savaş sonrasında yalta konferansı'nda emperyalist devletlere büyük güven vermiştir. 3. komünist enternasyonal'i kapatmış, enternasyonal marşı'nı kaldırmış yerine milliyetçi bir marş getirmiştir. ispanya'da, yunanistan'da ve italya'daki devrimci faaliyetleri engellemiş, tek ülkede sosyalizm kavramı çıkararak ulusal mücadeleye yöneltmiştir. oysaki sosyalizm ve/veya komünizm'in kapitalizm gibi evrensel bir sistemin karşısında tek ülkede gerçekleşemeyeceği açıktır. kendisine muhalif olarak ortaya çıkan herkezi katletmiş, suikastler düzenletmiştir. en tanındık muhalifi lev troçkidir. günümüzde hala stalin'in etkisinde olan "devrimci" örgütler hala aynı ulusal mücadele geleneğini devam ettirmekte ve kendilerine "komünist" demektedir. oysa, gene açıktır ki bu örgütler marksist bir tavır sergilememekte, fabrikalar yerine, üniversitelerde - liselerde örgütlenmektedir. sınıf bilincini bir yana koymuş ve silahlı/gerilla mücadelesi hayalleriyle ortalıkta dolaşmakta ve enternasyonal(uluslararası) sınıfsal birlik yerine, ülke içerisindeki halkların birliği kavramını kullanmaktadirlar.

nikola tesla

''yıllar ilerledikçe radyoyu bulacak ancak marconi onun yerine tarihe geçecek o sadece gülümseyip 'bırakın devam etsin yaptığı alet benim 17 patentimi kullanıyor' diyecektir. marconi'nin sesi iletmesi gibi görüntü ve ses iletmesi beklenirken o hertz dalgalarını küçümsemekte ve teta4 dalgaları ile uğraşmaktaydı.''
yukarıda ki paragraf tesla nın nasıl bir dahi olduğunu özetleyen br alıntıdır.

lev troçki

bolşevik partinin önemli bir militanıdır. lenin'in ölümünden sonra, ülke imkanlarının yetersizliği yüzünden oluşan brokrasiyle mücadeleye girmiş, kaybetmiş ve stalin in başa geçmesini engelleyememiştir. stalin'in tek ülkede sosyalizm'i yerine sürekli devrim'i ön görür. sürekli devrim'e göre bir ülkede yapılan devrim yetersiz kalacaktır. devrim süreklendirilmeli ve dünyaya yayılmalıdır. ancak ozaman komünizm'e geçiş sağlanabilinir.
önemli eserleri şöyledir:
sürekli devrim
rus devrim tarihi
hayatım
ihanete uğrayan devrim

tek ülkede sosyalizm

lenin'in ölümünden sonra sovyetler birliğinde bir mücadele başladı.
troçki, devrimin tüm dünyaya yayılmasını, özellikle sanayileşmiş toplumların teşvik edilmesini ön görüyordu. devrimin yayılmadığı durumda, ülkenin yetersiz üretimi bütün insanlara eşit olarak dağılamayacak ve bürokrasinin gelişmesinin önüne geçilemeyecekti.

bürokratların temsilcisi olarak josef stalin ise, öncelikle sosyalizm'in sovyetler birliğinde temellendirilmesi, ondan sonra işgallerle dayatılması gerektiğni savunuyordu. tabi bu görüşün temelinde bürokratların kendi ayrıcaklıklarını korumak istemesi vardı. eğer devrim yayılsaydı bürokrasiye gerek kalmayacaktı.

işte stalin'in savunduğu bu görüşe tek ülkede sosyalizm dendi ve tarihe geçti.

maymunlardan geldiysek neden hala maymunlar var?

şu yüzdendir ki;
ilk olarak belirtmek gerekir, insana evrilen maymunlar, bugünkü maymunlar değildir. bugünkü maymunlarda bir evrim sürecinden geçmiştir.
ikinci olarak;
milyonlarca yıl önce yaşamış bir maymun türü homo sapiens insana doğru evrilmek için gerekli koşullarla karşı karşıya kalmıştır. diğer türlerin yaşam koşulları farklı olduğu için o koşullara göre evrilmiştir. bugün yüzlerce maymun türü vardır ve hepsinin ayrıntıda farklı yapıları vardır. mesela callithricidae'in pençeleri varken, goril in diğer türlere göre aşırı gelişmiş kas yapısı vardır. (insan'a en yakın türdür.)

charles darwin

varlıklı bir ailenin çocuğudur. manastırda okurken bir gezi gemisi kaptanından gelen teklifle okulu bırakıp dünyayı dolaşmaya başlamıştır. 1 sene süren bu yolculukta dünyanın birçok yerindeki börtü böcek, hayvanları inceleme fırsatı bulmuş ve bölgesel koşullara göre canlıların değişim gösterdiğini fark etmiştir. bu olay ona evrim hakkında ilk fikri vermiş ve ilerleyen senelerde araştırmalarını derinleştirip (fosil incelemeleri vs..) türlerin kökeni nini yazmıştır ve olayını kuramlaştırmıştır.