20 Mart 2011 Pazar

Önce İsyan Ettir Sonra Savaş Çıkar

2010 yazında dünya pazarında, buğdayın fiyatı adeta tutuştu. rusya’daki yangın ve kanada’daki kuraklık gerekçe olarak öne sürüldü. ama esas sorun başka: temel gıdaların fiyatındaki artış, daha köklü. çünkü artış yangın ve kuraklıktan önce başladığı gibi, yaz aylarından sonra yapılan tahminlere göre dünyadaki temel gıda maddelerinin üretimi, talebin üzerinde olmasına rağmen devam etti. buğday, mısır ve soya ile birlikte dünya pazarında işlem gören bütün tarım ürünlerinin fiyatı, üretilen ve tüketilen miktarla hiçbir ilgisi olmayacak şekilde arttı. artış, arz ve talep nedeniyle değil, spekülasyon yüzünden. artık devasa miktardaki sermaye vurgun amacıyla hammadde ürünlerine akıyor. bunun boyutları o kadar büyük ki insanlığı büyük felakete sürüklemesinden korkuluyor. zaten genel olarak spekülasyon, toplum için zararlı. ama gıdaya yapılan spekülasyon, daha da iğrenç. yoksul ülkelerdeki yoksul kitlelerin temel gıdasındaki feci etkileri hemen görülüyor. buğday, pirinç veya mısır fiyatı, biraz arttığında bile insanlığın önemli bir bölümü açlıkla karşı karşıya kalıyor. gıda fiyatı tutuşunca milyonlarca insan, sağlıklı beslenemiyor.

gıda maddelerine yönelik vurgun, 2010 yazında başlamadı. fiyat artışı, 2005 yılından itibaren başladı ve 2008 ilkbaharına kadar çılgınca devam etti ve de finans spekülasyonu yüzünden fiyatlar uçtu. buğday, mısır ve pirinç fiyatı son 30 yılın en üst seviyesine fırladı. insanlığın büyük çoğunluğunun temel gıdası olan bu ürünlerin fiyatı, birkaç ay içerisinde iki katına çıktı. artık zengin ülkelerde bile yoksullar için aşevleri açılmaya başlandı. yoksul ülkelerde ise milyonlarca insan, açlıktan ölüme makum edildi ve birçok ülkede açlık isyanları çıktı. birleşmiş milletleri’in verdiği rakamlara göre afrika’da, sahara’nın güneyindeki bölge ülkelerinde yaşayan ailelerin yarısı, günde 1 dolardan daha az bir miktarla geçinmek zorunda. tahıl fiyatı, yüzde 1 bile arttığında bu bölgedeki 16 milyon insan, açlıktan ölmeye mahkum ediliyor.

artık uluslararası spekülatörlerin en çok tercih ettiği alan hammadde piyasaları. “altın, dolar, petrol, buğday, mısır…” yani güzel kazanç getiren gıdalar, ticaret yapmak için değil sırf spekülasyon yoluyla iyi kâr getirdikleri için işlem görüyor.

örneğin gıda ürünleriyle ilgili birleşmiş milletler’in yayınladığı verilere göre bugün mısırın yüzde 65’i ve buğdayın yüzde 80’i vurguncuların elinde. son zamanlarda hammadde piyasalarında yapılan işlemlerin sadece yüzde 2’si ürün alım satımı ile sonuçlanıyor. geriye kalan yüzde 98 ise sadece finans işlemi, yani spekülasyon.

afrika ülkeleri, bugün gerekli gıdanın yüzde 85’ini ithal etmek zorunda. bu nedenle fiyat artışı onları çok etkiliyor. fao (birleşmiş milletler dünya gıda örgütü) kasım 2010’da yaptığı bir açıklamada, temel gıda ürünlerindeki zammın, yoksul ülkelerin ithalat giderinin yüzde 11 civarında arttırmasından korktuğunu belirtti. bu faturanın dünya seviyesinde şimdiye kadar görülmemiş bir rakam olan 1 trilyon dolar, yani 2008’deki rakamdan da büyük olacağı söyleniyor.

kapitalist düzen, temel gıda ürünleri üzerine yapılan vurgun yoluyla da dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamaktan aciz olduğunu ortaya koyuyor. üretim, insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yapılmıyor. önümüzdeki aylarda, yoksul ülkelerdeki kitlelerin durumu çok daha kötüye gidebilir. kapitalistler, temel gıda ürünlerine karşı yaptıkları spekülasyon yoluyla fiyatın armasını sağlıyor ve böylece milyonlarca insanı ölüme sürüklüyorlar.

bu durumun sorumlularından başta gelen fransa şuanda libya'ya saldırıyor.. sizce ne demeli?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder