7 Mart 2011 Pazartesi

İnsan Doğası

rekabeti temel alan ve gerçekte, sıklıkla acımasız bir şekilde bir insanın diğer bir insanı sömürmesine dayalı bir toplum. başka insanların sorunlarından çıkar sağlama ve genellikle çıkar sağlama amacıyla özellikle sorun yaratmayı hakim ideoloji genellikle mazur görür ve bunu insan doğasının en temel ve değişmez özelliklerine bağlar.
yani toplumumuzdaki hurafe insanların doğuştan rekabetçi, doğuştan bireyci ve doğuştan bencil olduğu yönündedir. gerçek iste tam zıt yöndedir. insan olarak belirli ihtiyaçlarımız vardır. somut olarak insan doğasından bahsetmenin tek yolu belirli insani ihtiyaçlarımızın olduğunu kabullenmektir. arkadaşlığa ve yakın ilişkilere insanca bir ihtiyaç duyarız. olduğumuz gibi sevilmek, bağlanmak, kabul edilmek, fark edilmek ve onaylanmak için. eğer bu ihtiyaçlar karşılanırsa merhametli, yardımsever ve diğer insanlar için empati sahibi bireylere dönüşürüz. fakat, aslında toplumumuzda sıklıkla gördüğümüz bunun tam tersine insan doğasının kusursuz tahribatıdır. çünkü insanların çok az bir kısmının ihtiyaçları karşılanır. insan doğası hakkında, yalnızca içgüdüsel olarak uyandırılmış temel insan ihtiyaçları bakımından ya da karşılığında belli özelliklere, karşılanmadığında da farklı bir takım özelliklere sebep olan belirli insan ihtiyaçları denilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder